ERDEK ALEVİ KÜLTÜR DERNEĞİ'NDEN 'MADIMAK' ANMASI
Erdek Alevi Kültür Derneği, 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan Madımak Olayı'nda hayatını kaybedenleri anmak için bir araya toplandı.
Madımak olayının 32. yıl dönümünde Erdek Alevi Kültür Derneği tarafından Erdek Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirildi.
Açıklamayı Erdek Alevi Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Nurcay Bilgin okudu.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Ülkemiz tarihin en büyük ve en derin krizlerini yaşıyor. Etrafımızı çeviren savaş, çatışma, emperyalist işgal, ilhak ve buna bağlı olarak, katledilen yüzbinlerce insan. Yeniden dizayn edilen bir Ortadoğu. Anasız, babasız, evsiz barksız kalan milyonlarca çocuk, tecavüz edilen, köle pazarlarında alınıp satılan, kaçırılan kadınlar. Suriye’de dünyanın gözü önünde süren Alevi Soykırımı. Başına bombalar yağdırılan Gazze, Lübnan, İran halkları. Hakları gasp edilmiş ve barışa susamış Kürtler. Yüzyıllardır asimilasyon politikalarına ve daha da beteri katliamlara maruz kalmış ve yaşadığı hiçbir katliamın hesabı verilmemiş Aleviler. Alevilerin tüm itirazlarına rağmen kurulmuş ve bir asimilasyon üssüne çevrilmiş Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığı. Talan edilmiş dağlar, dereler, ırmaklar, yakılmış ormanlar, sökülmüş zeytinlikler, maden şirketlerine peşkeş çekilmiş yaşam alanlarımız. Elimizden alınan dergahlar, maden sahaları içinde yok edilen ziyaretgahlarımız. Baraj altında bırakılan geçmişimiz. Verilmeyen haklarımız, karşılanmayan taleplerimiz, çalınan geleceğimiz. Halk iradesine indirilen darbeler, atanan kayyumlar, işinden edilen işçiler, grevleri yasaklanan emekçiler, eğitim hakları, barınma hakları ellerinden alınmış öğrenciler.
​Değerli Canlar!
İnsanlığa karşı işlenmiş bir suç olan Sivas Madımak Katliamının 32. yıl dönümü içindeyiz. Tam da 2 Temmuz arifesinde, tam da Sivas Madımak katillerinin serbest bırakıldığı, davanın zaman aşımına uğratıldığı bir dönemde önümüze getirilen suni ve tali bir sorun ile karşı karşıyayız. Her zamankinden daha çok birlik içinde olmamız gereken bir dönemde demokratik muhalefet kendi içinde parçalanmak istenmektedir. Eşit yurttaşlık, demokrasi, hak ve özgürlükler mücadelesini yükseltmemiz gereken bir dönemde iktidarın türlü oyun ve tuzaklarına düşmemiz, bugüne kadar vermiş olduğumuz bütün mücadeleyi boşa düşürecektir. Gün birleşme ve birlikte mücadele etme günüdür. Herkesin büyük bir sorumluluk içinde hareket etmesi ve egemen siyasete ve onun gerici faşist iktidarına karşı bir duruş ortaya koyması zorunluluktur.
​İktidar cephesinin dün Dem Parti evveliyatına, sol sosyalist, ilerici, devrimci yapı, kurum ve partilere karşı uyguladığı, gerici, baskıcı politikayı bugün yine aynı çevrelerin yanında Cumhuriyet Halk Partisi’ne de uygulamaktadır. Kendisine muhalefet eden ve olası bir seçimde karşısındaki en kitlesel yapıyı dağıtıp, ortadan kaldırmak isteyen AKP iktidarı, başta CHP olmak üzere muhalefeti bölmek ve parçalamak istemektedir. Bu tehlikenin farkında olmamak için ya saf, ya da kötü niyetli olmak gerekir. Ortada böyle bir gerçeklik var iken parti içinde meydana gelen çatlak, yarılma, çatışma, kavga her geçen gün önü alınamaz hale gelmiştir. Bir taraftan mevcut CHP yönetimini iktidarın ağzı ile suçlayan bir kesim, diğer yanda eski yönetimi darbeci, iktidar yanlısı, olarak nitelendiren bir kesim. Bu her iki kesim arasında kalan, her türlü hakarete uğrayan, nefret söylemlerine maruz bırakılan Aleviler.
Bütün bu kaotik durum karşısında biz Aleviler ve Alevi kurumları elbette bir tutum almak zorundayız. Elbette bir tarafımız olacak. Bu tutum da tarafımız da çok net. Biz Aleviler tarih boyunca olduğu gibi hak ve hakikatten yana oluruz, demokrasiden yana oluruz. Gerici, faşist bir iktidar karşısında halktan yana oluruz. Savaşlara karşı barıştan yana oluruz. Karanlığa karşı aydınlıktan yana oluruz. Sömürüye karşı, hakça bölüşümden yana oluruz. Bir partinin iç çelişkileri ve küçük iktidar kavgasında taraf olmayız ama büyük iktidar kavgasında sınıfın ve halkın iktidarından yana oluruz. Bir partinin parti içi çekişmelerine insanların etnik ve inanç kimliği alet edilemez. Kişilerin inanç ve kimliklerine yönelik hakaret ve nefret dili ile siyaset yapılamaz. Bunu yapanları da şiddetle kınıyoruz.
Alevi canlara ve Alevileri anlamsız ve suni bir kavganın aparatı yapmak isteyenlere çağrımızdır. Bizler, iktidarın ekmeğine yağ, bal sürenler olmayacağız. Demokrasi kavgasını bırakıp, kendi içimizde anlamsız bir kavgaya girmeyecek veya böyle bir kavganın tarafı olmayacağız.
Alevi kurumları olarak, halkımıza ve başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere bütün siyasetlere çağrımızdır, gerici, faşist, şeriatçı ve emperyalist ablukaya karşı sorumlu davranmak zorundayız. Katliamcı zihniyete ve kan emici sisteme karşı 'Gelin Canlar Bir Olalım' diyoruz."
Basın açıklamasının ardından bir üye şiir okudu. Hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklaması sona erdi.
Oğulcan Bölükbaşı
 







0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Yazarlarımız